İSTANBUL (AA) - Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, Fransa'nın 2020 yılından sonra ülkede kullan-at plastik ürünlerin satışını yasaklanması kararının bilimsel ve uygulanabilir temeli bulunmadığını öne sürerek, "Fransa'nın imza attığı yasak Avrupa içinde çok büyük bir bölünmeye sebep oldu." dedi.
Fransa'da hükümet, 1 Ocak 2020'den sonra kullan-at plastik bardak, tabak, çatal, bıçak türü ürünlerin satışına sınırlama getiren 2015-992 numaralı tebliği meclisten geçirdi. Plastik sektörü temsilcileri ise düzenlemenin Türk plastik sektörünü etkileyeceği gibi AB'nin birlikteliğini sarsacağı görüşünde.
Konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan PAGEV Başkanı Eroğlu, Fransa'da piknikçilerin ve hızlı tüketim mecralarının rağbet gösterdiği plastik ürünlere getirilen sınırlamanın AB ülkeleri arasında ticari sorunlara yol açacağını ve Brexit'in şokunu henüz atlatamayan Birlik'te ticari dengeleri tehdit ettiğini öne sürdü.
AB kurucu üyesi Fransa'nın bilimsel ve uygulanabilir temeli bulunmayan bir kararla 2020 yılından sonra ülkede kullan-at plastik ürünlerin satışını yasaklanması kararı aldığını savunan Eroğlu, kararın Almanya, Hollanda, İtalya, İspanya ve Türkiye gibi ülkelerin ticari sistemlerini doğrudan etkilediğini söyledi.
Kararın ticari gerçekler ve hayatın doğal akışına tezat yapısına işaret eden Eroğlu, "Fransa'nın imza attığı yasak Avrupa içinde çok büyük bir bölünmeye sebep oldu. Çünkü İngiltere'nin ayrılmasından sonra zaten Avrupa'da büyük bir moral bozukluğu var. Bu ortamda bugün kuruculardan Fransa, AB'nin kendi sistemi dışında, AB'nin kabul etmediği bir şeyi tamamen siyasi bir kararla kendi yaptı." ifadelerini kullandı.
- "Fransa'yla bu karara evet demeyen ülkeler Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri"
Kararla 2020 yılından sonra geleneksel plastikten mamul bardak, tabak, kaşık, bıçak gibi kapların Fransa'ya satışının yasaklandığını aktaran Eroğlu, cam, seramik veya biyoplastik malzemelerden üretilmiş aynı ürünlerin satışına izin verileceğini kaydetti.
Eroğlu şöyle konuştu:
"Bugün AB içinde herhangi bir ürünün güvenli olup olmadığı, çevreyi kirletip kirletmediği AB'nin kendi kurumları tarafından bilimsel olarak denetlenir ve buna istinaden de birlikte kararlar alınır.
AB'nin kendi gıda güvenlik ajansı var o ajans bir malzemeyle ilgili bir sorun varsa onu değerlendirir, sorun varsa AB içinde yasaklar. Fakat Fransa bilimsel yöntemin hiçbirini kullanmadı yani AB'ye bu konuyu götürüp hep birlikte toplu karar vermedi. Çünkü bu işin Avrupa tarafından kabul edilmediğini biliyor.
Almanya, Hollanda gibi halk sağlığına ve çevreye önem veren ülkelerden bahsediyoruz. Yani Fransa'nın bu kararını onaylamayan, Fransa'yla bu karara evet demeyen ülkeler Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri. AB neden bu karara evet demiyor? Bunu bilimsel bulmadıkları için. Fransa'da alınan bu karar aslında Fransa hükümeti içinde de ilginç bir çerçevede alındı."
- "Hollanda'da üretilen bardak Fransa'ya satılamayacak"
Avrupa Birliği Plastik Üreticileri Derneği'nin (EUPC) ilk Türk icra kurulu üyesi olduğunu aktaran Eroğlu, EUPC ve AB Komisyonu'na itirazda bulunduklarını belirterek şöyle devam etti:
"AB şu anda Fransa'nın yaptığı bu hareketi kendisi için bir tehlike görüyor. Çünkü AB'nin bölünme sürecini bile hızlandıracak, tek başına alınmış bir karardan bahsediyoruz. Bu karar 2020'de uygulamaya girdiğinde yaşanacak şey şu, Almanya'da üretilen plastik bardak Fransa'ya satılamayacak. Hollanda'da üretilen bardak Fransa'ya satılamayacak. Türk plastikçilerin kaybı ise yıllık 30 milyon doları bulabilir.
Fransa her sene 500 milyon dolarlık plastik bardak, tabak ithal eder. Kendisinin ihracatı çok küçüktür, bunun yarısından küçük bir ihracatı vardır. Bu neyi gösteriyor? Fransa bu ürünlerde rekabetçi değil. Almanya, İtalya, İspanya ve Türkiye güçlü. Fransa bu yaptığıyla bir yerde de bu ürünleri kendi üretemediği için oyunun kuralını bozuyor. Ne yapıyor onları iyi üreten ülkelerin kendi pazarına girişini engelleyici bir yapı oluşturuyor. Kendisi yeni bir yapı içinde başka bir yapı üretip orada sıfırdan yeni bir pazara giriş engeli oluşturuyor. Fransa'daki üreticiler de gelişmelerden rahatsız. Tebliğde bahsedilen şekliyle, ticari olarak biyoplastik üretimin ülke çapında yapılması mümkün değil."
- "Uygulanabilir değil"
Fransa'daki yasağın AB'nin sorunu olduğunu aktaran Eroğlu, düzenlemenin alt ve orta gelir grubunu ilgilendiren pratik ürünleri kapsadığını söyledi. Biyoplastik ürünlerin klasik ürünlerin 3 katı pahalı fiyata satılacağını belirten Eroğlu, tebliğde çok sayıda teknik sorunun da bulunduğunu savundu.
Eroğlu, biyoplastiklerin evlerde özel kompostlama (gübreleştirme) kovalarıyla bozulabileceğini, söz konusu ürünlerin bu özel kovaya toprak, belirli kimyasallar, su katılarak ve ısıtılarak, çürümeye bırakılacağını belirterek, ancak bu şekliyle düzenlemenin uygulanabilir olmadığına dikkati çekti
- "Toplamda 11 milyar dolar ihracat potansiyeline sahibiz"
Türk plastik sektörünün dünyada 6'ncı, Avrupa'da ise Almanya'dan sonra 2'nci sırada yer aldığını belirten Eroğlu, sektörün son 5 yılda küresel rekabetle boy ölçüşebilecek seviyeye geldiğini kaydetti.
Plastik sektörünün Türkiye'de dış ticaret fazlası veren az sayıda iş kolundan biri olduğuna dikkati çeken Eroğlu, "Geçen sene sektörümüz 8,6 milyon tona yakın plastik işledi, ekonomiye 34 milyar dolara yakın bir katkı yaptı. Bu katkının da 1,4 milyar doları direkt katma değer olarak ekonomiye eklendi. Dış ticaret fazlası veren bir sektör plastik… Toplamda 11 bin firma, 250 bin çalışanla büyük bir aileyiz. Özellikle Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş pazarlara ihracat yapıyoruz. Büyüklük olarak ortalama 5,5 milyar dolar bir ihracat büyüklüğüne sahibiz direkt ihracatta, bitmiş ürün ihracatında. Dolaylı ihracat da 5,5 milyar dolar, toplamda 11 milyar dolar ihracat potansiyeline sahibiz." bilgilerini verdi.
Sektörün sorunlarına da değinen Eroğlu, sektör üzerindeki ekstra maliyet yüklerinin kaldırılmasının sektörün Avrupa’da birinciliğe ulaşmasına destek olacağını belirtti.
Özellikle bir oldu bitti ile kurulan Plastik Tanıtım Grubu'nun, plastik ihracatı yapan her firmanın ihracatından zorunlu kesilen aidat payını iki katına çıkardığını anlatan Eroğlu, ihracatçıların gümrük beyannamelerini kontrol ettirerek uğradıkları zararı tespit edebileceklerini ifade etti.
Plastiğin evrensel bir malzeme olduğunu dolayısıyla Türk plastiği, Alman plastiği, Hollanda plastiği gibi bir ayrımın mantıklı olmadığını dile getiren Eroğlu, plastiğin, pencereden, boruya, torbadan bardağa, tampondan, şırıngaya çok geniş bir kullanım alanı bulunduğunu belirterek Plastik Tanıtım Grubu'nun bir anlam ifade etmediğini söyledi. Eroğlu, konu hakkında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, grubun kapatılması için gerekli talimatları verdiğini ve kendisine sektör olarak müteşekkir olduklarını kaydetti.
Eroğlu, bürokratik sürecin hızlandırılmasını da istedi.