ANKARA (AA) - Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonu Başkanlığı döneminin siyasi hayatında en sıkıntılı dönem olduğunu belirterek, 'Masa devrilmesin, masada problem çıkmasın' diye çekmediğimiz sıkıntı kalmadı" dedi.
Çiçek, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından hazırlanan "Yeni Anayasa'ya Doğru: Kurumsal Reform ve Demokrasi Kültürünün Gelişimi" raporunun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, mevcut anayasanın öncelikleri, iç dengeleri ve yasaların felsefesi itibarıyla ihtiyaçları karşılayamadığını vurguladı.
Anayasa tartışmalarında yeni bir sayfa açıldığını belirten Çiçek, "Anayasa yürürlüğe gireli tam 33 yıl, 1 ay ve 9 gün oldu. Bir anayasa düşünün ki hazırlık aşamasından yürürlüğe girdiği tarihe ve o günden bu yana her vesileyle tartışıldı. Bu anayasa için zaman içinde her şey söylendi. Yaşadığımız olaylar, karşılaştığımız sorunlar ve sorunların anayasa ile bağlantısı göz önüne alındığında her geçen gün yeni bir anayasa ihtiyacı daha açık şekilde görülüyor" diye konuştu.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu Başkanlığı dönemindeki tecrübelerini paylaşan Çiçek, 21 ay boyunca çalıştıktan sonra ortaya çıkan metinlerin Meclis Başkanlığına teslim edildiğini ve siyasi partilerin bu metinlerin arkasında durması gerektiğini ifade etti.
- "Karanlıkta birbirimize boşa göz kırpmayalım"
Çiçek, 21 aylık sürecin siyasi hayatında en sıkıntılı dönem olduğuna işaret ederek, "Masa devrilmesin, masada problem çıkmasın, diye çekmediğimiz sıkıntı kalmadı. Basından takip ettiğimizde yeniden sıfır noktasından başlayacakmışız gibi duruyor. Oysa yeni anayasa için her siyasi partinin fikri bir hazırlığı olması lazım. Karanlıkta birbirimize boşa göz kırpmayalım" değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada "Başkanlık", "Yarı Başkanlık" ve "Parlamenter" olmak üzere üç sistem olduğunu hatırlatan Çiçek, şöyle devam etti:
"Biz şu anda arabayı değil, şoförü tartışıyoruz. Demokrasilerde direksiyona oturacak kişi sürelidir. Bunların tartışılmasına karşı olmamakla birlikte, yeni bir anayasadan beklentileri tartışmak gerektiğine inanıyorum. Söz konusu rapora baktığımızda yeni anayasanın adil ve etkin bir yönetimi sağlaması, birlikte yaşama kültürünü güçlendirmesi, istikrar ve güvenliği tesis etmesi ve denetim mekanizmalarının iyi tesis edilmesi lazım olduğunu görüyoruz."
Çiçek, mevcut durumda tam anlamıyla yeni bir anayasa yapılmasını çok mümkün görmediğini, ancak iyileştirme yaparak yola devam edilebileceğine inandığını dile getirdi.
Uzlaşma komisyonundaki üyelerin kendi aralarında anlaşamadığına da dikkati çeken Çiçek, "Şimdiye kadar söylemedim çünkü herkes bahane arıyor masadan kalkmak için. Partiler uzlaşma komisyonu gibi fiyakalı bir komisyon kuracaksa Allah aşkına birbiriyle uyuşan isimleri seçsinler. Aksi taktirde şeytan taşlamaktan tavaf yapmaya vakit kalmıyor" ifadelerini kullandı.
- "1982 Anayasası Türkiye'ye dar geliyor"
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu da konfederasyon olarak iş dünyasının ve toplumun sorunlarına çok sesli, tarafsız ve yapıcı bakış açısıyla sahip çıkmaya çalıştıklarını belirterek, Türkiye'nin demokratikleşmesi, hukukun üstünlüğü, Çözüm Süreci ve Avrupa Birliği üyeliği konusunda net duruşlar sergilediklerini söyledi.
Kadooğlu, TÜRKONFED'in 24 federasyon, 186 dernek, 24 bin 100 iş insanı, yaklaşık 40 bin civarında şirket ile kurumlar vergisinin yüzde 86'sını karşılayarak, Türkiye dış ticaretinin yüzde 83'ünü, tarım ve kamu dışı kayıtlı istihdamın yüzde 55'ini sağladıklarını dile getirdi.
Türkiye'nin geçmişin alışkanlıkları ile devam edemeyeceğine dikkati çeken Kadooğlu, söz konusu rapor ile demokrasi-ekonomi ilişkisini tüm yönleriyle ele aldıklarını, bu ilişkinin pratikte de sağlıklı yürüyebilmesi için yeni anayasanın önemli olduğunu vurguladı.
Yeni anayasa tartışmalarına, özellikle de demokrasinin kurumsallaşması ve toplumsal alanda uygulanmasına katkı vermeyi amaçladıklarını anlatan Kadooğlu, şöyle konuştu:
"Yapılan tüm değişikliklere rağmen, 1982 Anayasası, karar vericiler ve toplumun farklı kesimlerinin uzlaştığı gibi Türkiye'ye dar gelmektedir. Yeni Anayasa yapım sürecinde, ister parlamenter sistemde kalalım, ister başkanlık sistemine geçelim, asıl önemli ve belirleyici olan, Türkiye'nin, iyi, adil, istikrar ve güven içinde yönetilmesi, birlikte yaşama kültürünün güçlendirilmesi, demokratik, kurumsal ve zihniyet değerlerine sahip olunmasıdır. Türkiye'nin gelişmiş demokrasi standartları için kurumsal reform ve zihniyet değişiminin bir an önce hayata geçirilmesi önemlidir."
Kadooğlu, Konkrad Adenaur Vakfı ve İsveç İstanbul Başkonsolosluğuna katkılarından dolayı teşekkür etti.