İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yeni anayasa ile sağlanacak siyasi perspektifle iyileşmenin artacağını belirterek, "Volatilitelerin hiçbiri Türkiye'nin orta ve uzun dönemli perspektifini değiştirmeyecek." dedi.
Alman-Türk Sanayi ve Ticaret Odası tarafından düzenlenen programda konuşan Şimşek, anayasa değişikliği ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şimşek, Türkiye’nin son 15 yılda ekonomik alanda başarılı bir performans sergilediğini ve 2002 yılından beri ülkenin her yıl dikkati çekici bir biçimde büyüdüğünü aktararak, Türkiye'nin son dönemde çalkantılı bir süreçten geçtiğini, bölgesel sorunlarını azalttığını, yeni anayasa ile sağlanacak siyasi perspektifle iyileşmenin artacağını dile getirdi.
Türkiye'nin küresel yavaşlamaya ve risklere karşı yapısal reformlar uyguladığına işaret eden Şimşek, reformlar yoluyla orta ve uzun vadede ekonominin temellerinin daha da güçlendirileceğini vurguladı.
Şimşek, ekonominin direncini artıracak uzun vadeli tek çözümün yapısal dönüşüm olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Referandum sonrasında bu konulara odaklanma fırsatımız olacak. Bunların birçoğu ikinci ve üçüncü nesil reformlar. İyi bir yol haritamız ve güçlü bir reform gündemimiz var. Bunu yapacak sağlam bir irademiz var. Türkiye'nin son dönemde şoklara karşı direncini güçlü kılan en önemli faktörlerden biri maliye politikasındaki duruşu oldu. Geçen yıl uyguladığımız yapısal reformlardan dolayı çok heyecanlı ve mutluyuz. Maliye politikasındaki sağlam duruşumuz bugün elimizi güçlü tutuyor. Başarısız darbe girişimi nedeniyle hiçbiriniz geçen yıl gerçekleştirdiğimiz reformları hatırlamıyorsunuz. Ancak ilerlemenin tek yolunun yapısal reformları hayata geçirmek olduğuna inanıyorum."
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) başarısız darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, "Türkiye için ilk travma dini bir cemaatla başladı. Türkiye'deki olaylar silsilesini bilirseniz FETÖ'yü anlayabilirsiniz. Yoksa Türkiye'de neler olduğunu anlayamazsınız. FETÖ'nün 2010'dan beri yasa dışı yollarla Türkiye'deki gücü ele geçirmek için yaptıkları Türk algısını küresel alanda oldukça negatife çevirdi. Artık herkes FETÖ'nün yıllarca dini bir cemaat olarak devlete sızdığını ve nihayetinde 15 Temmuz 2016'da başarısız darbe girişiminde bulunduğunu biliyor. Bunun anlatılması ve anlaması çok zor bir durum olduğunu biliyorum. FETÖ'nün başarısız darbe girişimini siviller durdurdu. Bu bir kurgu değil. Bu Dan Brown'ın kitabı ya da Jason Bourne'un filmi değil. Bu bir gerçek..." ifadelerini kullandı.
- "Avrupa'nın bize, bizim de Avrupa'ya ihtiyacımız var"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin en büyük ortağı olan ABD ile uzun süren ilişkileri bulunduğunu belirterek, "ABD ile ilgili iki sorunumuz var ki bu havayı zedeliyor. Birincisi; FETÖ terör örgütü lideri izole edilmiş bir adada ya da 3'üncü dünya ülkesinde yaşamıyor. FETÖ lideri Pensilvanya'da yaşıyor ve 170 ülkedeki faaliyetlerini oradan yönetiyor. Bu bir sorundur. İkincisi ise herkes biliyor... ABD, DEAŞ'a savaş bahanesi adı altında PYD/YPG'ye teçhizat ve eğitim desteği veriyor." dedi.
Herşeye rağmen Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerinin kesilmediğinin altını çizen Şimşek, "Bazen anlaşmazlıklar ya da yanlış anlaşılmalar oluyor. Avrupa Türkiye'nin en önemli pazarıdır. Avrupa Birliğinin ise ana ticaret ortağıdır." ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliğinin bazı ülkelerinde milyonlarca Türk vatandaşı bulunduğunu ve 2'nci, 3'üncü nesilin o ülkelerin vatandaşı olarak yaşadığını aktaran Şimşek, "Bizim aramızda sıkı bir bağ var. Avrupa'nın bize, bizim de Avrupa'ya ihtiyacımız var." diye konuştu.
Şimşek, ticari ilişkilerin Türkiye'nin uzun vadede büyümesini sağlayacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Avrupalı ortaklarımız ile Gümrük Birliğinin genişletilmesi, Gümrük Birliğinde bir üst modele geçmeyi konuşuyoruz. Bunun içerisinde servis, kamu ihaleleri ve tarım da var. Bu da çok rahat bir şekilde AB ile Türkiye arasındaki ticari hacmi 150 milyar dolardan 300 milyar dolara çıkaracak. İyi haber ise Avrupalılar oy birliği ile Gümrük Birliğinde bir üst modele geçilmesini onayladı. Şimdi Avrupa Konseyinin kararını bekliyorlar. Biz serbest ticaret anlaşması için birçok ülke ile müzakerelerde bulunuyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi de buna dahil. Türkiye ticarete açık bir ülke."
- "Türkiye yüksek büyüme gidişatına geri dönecek"
Mehmet Şimşek, Rusya, İran, Türkiye gibi Suriye'de etkisi olan üç ülkenin bir araya geldiğine işaret ederek, "Bu birliktelikle kalıcı bir ateşkes sağlanırsa bu büyük bir haber olur. Rusya, İsrail ile ilişkilerimizi düzelttik. Irak ile diyalog kurmaya çalışıyoruz. Bölgede diğer ülkelerle iyi ilişkilere sahibiz. Çünkü, jeopolitik gelişmeler Türkiye için büyük bir sorumluluktur. Türkiye terör tehdidi sınırlandırma konusunda büyük bir ilerleme kaydetti." yorumunu yaptı.
Türkiye Kalkınma Bankasının yeniden yapılandırma sürecinde olduğuna işaret eden Şimşek, "Böylece uzun dönemli fonlamalarla firmaları destekleyebiliriz. Türkiye Kalkınma Bankasını sermayelendirme konusunda sermayeyi artırdık ve inovasyon ekosistemi tamamlamak için uğraşıyoruz. Geçen yıl bu konuda çok şey yaptık." dedi.
Şimşek, kısmi olarak iş gücü piyasası reformu yaptıklarına değinerek, "Geçtiğimiz mayıs ayında özel istihdam bürolarını bilgilendirdik. İş gücü piyasası konusunda iki konu var. İş gücü mahkemeleri düzeltilmesi gerekiyor. Kıdem tazminatının da üzerinde çalışılması gerekiyor." bilgisini verdi.
Birçok insanın Türkiye'de adaletin hızlı gerçekleşmesi konusunda iyi işlemediğini düşündüğünü belirten Şimşek, "Geçen temmuz ayında İstinaf Mahkemeleri hayata geçirildi. 1,5 milyon dosya yıllardan beri bekliyor. Devreye soktuğumuz İstinaf Mahkemeleriyle adaletin işlemesi hızlandı. Tahkim reformu ve özel mahkeme kanunu mevzuat tasarısı 2017'de hayata geçirilebilir." ifadelerini kullandı.
Şimşek, volatilitelerin hiçbirinin Türkiye'nin orta ve uzun dönemli perspektifini değiştirmeyeceğini vurgulayarak, "Türkiye büyük potansiyele sahip gelişmekte olan bir ülke. Bu coğrafyada karışıklık olabilir ancak ciddi fırsatlar barındırdığı da bir gerçek. Türkiye reform ajandasına devam ederse yüksek büyüme gidişatına sahip bir ülke olacak. Türkiye yüksek büyüme gidişatına geri dönecek. Türk ekonomisi paydaşlarının endişelenmesi gereken birşey yok." değerlendirmesinde bulundu.