17 °c

1. Ekonomi Zirvesi

RİZE (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek,"İlk defa hükümetlerimiz döneminde biz mali disiplini sağladık ve kamu borçları artmak bir yana kamu borçlarını azalttık." dedi.Şimşek, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda organize edilen "1. Ekonomi Zirvesi"nin kapanış bölümünde yaptığı konuşmada, Osmanlı ve sonrasında Türkiye'nin en...

Ekonomi Haberi
1. Ekonomi Zirvesi
1. Ekonomi Zirvesi

RİZE (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek,"İlk defa hükümetlerimiz döneminde biz mali disiplini sağladık ve kamu borçları artmak bir yana kamu borçlarını azalttık." dedi.

Şimşek, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda organize edilen "1. Ekonomi Zirvesi"nin kapanış bölümünde yaptığı konuşmada, Osmanlı ve sonrasında Türkiye'nin en büyük sorununun hep bütçe açıkları olduğunu belirterek, "Bir türlü bütçenin gelir giderini dengeye oturtamamışız. İki ucunu bir araya getirememişiz tabiri caiz ise ve bu hep sıkıntılara sebep olmuştur." diye konuştu.

Türkiye'de 1990'lı yıllarda da bu durumun aynı olduğunu vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

"Bütçe büyük açıklar vermiştir ve bu açıklar para basarak finanse edilmiştir. Yüksek enflasyon, yüksek faiz en sonunda da Türkiye'nin neredeyse iflası ile sonuçlanmış 2001 krizi. İlk defa hükümetlerimiz döneminde biz mali disiplini sağladık ve kamu borçları artmak bir yana kamu borçlarını azalttık. Şimdi kamu borçlarının brüt olarak toplam borcun milli gelire oranı yüzde 33. Peki bu bir rakam mı? Düştüğü kesin. Avro Bölgesi'nde kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 90'ın üzerinde, OECD ülkelerinde yüzde 110'un üzerinde, gelişmekte olan ülkelerde de yüzde 45 civarında. Dolayısıyla Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranı hem gelişmekte olan ülkeler hem OECD ülkeleri hem Avrupa Birliği üyesi ülkelere göre oldukça düşük sayılır. Neden? Çünkü kamu açıklarını ciddi bir şekilde azalttık ve 2009 küresel kriz yılı hariç Maastricht kriterini yakaladık."

Şimşek, "Bu başarı ancak mali disiplin içselleştirirse ve güçlü bir irade varsa sağlanabilir." ifadesini kullanarak, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü desteği olmasaydı, Başbakanımızın güçlü desteği olmasa biz bu mali disiplini devam ettiremezdik çünkü geçmişte bu irade ortaya konulamamış. Şimdi diyeceksiniz ki 'kamunun iki yakasını bir araya getirdiniz tamam da bunun faydası ne?' Faizler reel ve nominal olarak, hiçbir dönemde olmadığı kadar düşmüş. Bu, şu demek; milletten topladığımız vergi gelirleri artık faize gitmiyor, millete hizmet ve yatırım olarak gidiyor. Bu çok önemli."

- "Altyapıya bu dönemde 279 milyar kaynak ayırmışız"

Türkiye'de 2002 yılında bütün toplumsal kesimlerden toplanan 100 lira verginin 86 lirasının faize gittiğini anımsatan Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bugün 100 liralık verginin 13 lirası faize gidiyor, 87 lirası milletimize yatırım ve hizmet olarak gidiyor. Eğer bütçe içinde faizin payı düşmeseydi yani biz mali disiplini sağlamasaydık ve bütçe açıklarını kapatmasaydık (geçen sene bizim bütçemiz dengedeydi bu arada) yani bütçede bu başarıyı sağlamasaydık, kamunun borçlarını azaltmasaydık, enflasyonu düşürmeseydik, reform yapmasaydık Türkiye bütçe içindeki faiz payı 2002'deki gibi devam etseydi bugünü kadar yaklaşık 934 milyar lira ilave faiz ödemiş olacaktı. Sadece geçen sene 50 milyar lira civarındaki faiz yerine, 219 milyar lira civarında faiz ödeyecektik. İşte Türkiye'nin kazanımı bu."

Başbakan Yardımcısı Şimşek, bütçede sağlanan başarıya ilave olarak vergi oranlarının indirildiğini belirterek, "En yüksek gelir vergisi oranını yüzde 49'dan yüzde 35'e indirmişiz. En düşük gelir vergisi oranını yüzde 22'den yüzde 15'e indirmişiz. Kurum kazançları üzerinden alınan vergi oranını yüzde 65'den yüzde 34'e düşürdük. OECD ülkeleri arasında en düşük kurumlar vergisi oranına sahip 7'nci ülkeyiz. Hatta KDV'yi bile düşürmüşüz. Eğitim, sağlık, turizm gıda gibi birçok sektörde, üründe KDV'yi bazılarında yüzde 18'den yüzde 8'e bazen de yüzde 8'den yüzde 1'e düşürmüşüz." dedi.

Altyapı, eğitim ve sağlık yatırımlarına öncelik verdiklerini ifade eden Şimşek, "Tabiri caizse faiz bütçeleri yerine, yatırım ve hizmet bütçeleri yaptık. Altyapıya bu dönemde 279 milyar kaynak ayırmışız." diye konuştu.

- "Kamu artık ayağını yorganına göre uzatıyor"

Şimşek, çeşitli alanlarda yapılan yatırımlara ilişkin verileri de katılımcılarla paylaşarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu anlattıklarımdan sonra diyebilirsiniz ki 'dünyanın durumu hiç iyi değil, Türkiye maşallah süper, her şey güllük gülistanlık.' Hayır, öyle değil. Türkiye'nin durumu hiç güllük gülistanlık değil. Türkiye'nin birçok temel yapısal sorunu var ve o nedenle de sabah kalkıyoruz, akşam yatırıyoruz 'reform, reform, reform' diyoruz. Niye? Memleket zaten bütün sorunlarını çözseydi niye reformdan bahsedecektik. Demek ki daha yapacağımız çok iş var."

Türkiye'nin şu anda enflasyon, işsizlik ve cari açık olarak üç makro sorunu bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:

"Cari açık demek bir ülkenin kendi imkanlarının ötesinde tüketmesi demektir. Ayağını yorganına göre uzatmamak demek, ülke açısından. Kamuda biz bunu başardık, kamu artık ayağını yorganına göre uzatıyor. Geçen sene kamuda biz bütçeyi dengeledik. Cari açık denilince sadece kamu değil, cari açık dediğiniz zaman karşınıza tabii ki genel anlamda bütün hane halkı, şirketler çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerin toplamında çok az bir cari açık var ama Türkiye'de ciddi bir cari açığı var."

- "Tasarruf oranının en düşük olduğu ülkelerden bir tanesiyiz"

Şimşek, cari açığın bir tasarruf açığı olduğunu aktarara, "Tasarruf oranının en düşük olduğu ülkelerden bir tanesiyiz. İşte bütün sorunlarımızın kökeninde bu var. Bugünkü faiz tartışmasının temelinde bu var. Liranın değer kaybının temelinde de bu var. Türkiye diğer ülkelere göre az tasarruf ediyor, az tasarruf edince dünyaya bağımlı hale geliyor, dünyaya bağımlı hale gelince de dış şoklara açık, maruz kalıyor. İşin özü bu" ifadesini kullandı.

Cari açık, işsizlik ve enflasyon Türkiye'nin karşı karışa olduğu yapısal sorunlar olduğunu ve ancak yapısal çözümlerle telafi edilebileceğini vurgulayan Şimşek, "Yapısal reformları yaparsanız gelecek nesillere yatırım yaparsınız. Yapısal reformları yapmazsanız gelecek nesillerden çalmış olursunuz. Dolayısıyla yapısal reformlar Türkiye için de dünya için de şu anda en önemli gündem maddesi çünkü para politikasının, maliye politikasının yapabileceklerinin sınırı var ve oradaki çözümler kalıcı refah artışı sağlamıyor. Kalıcı refah artışı istiyorsanız tabii ki reform yapacaksınız" yorumunu yaptı.

Şimşek, "Önümüzde büyük bir fırsat penceresi var." ifadesini kullanarak, şunları kaydetti:

"İnşallah bunu iyi değerlendirip, nasıl biz birinci nesil reformları yapıp Türkiye'ye sınıf atlatmışsak yani orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna çıkartmışsak şimdi tekrar yapısal reformları yapıp Türkiye'yi yüksek gelir grubu ülkeleri arasına sokacağız. Şu anda bizim temel gündemimiz bu. Teröre rağmen, jeopolitik gerginliklere rağmen bizim ana gündem maddemiz reform, reform, reform. Reform yapmazsanız büyüme düşük, işsizlik yüksek kalır. Faiz yüksek kalır, notumuz düşer. Reform yaparsak hızlı büyürüz, işsizlik azalır, faizler düşer, notumuz yükselir, Türkiye gelişir, kalkınır. Çok basit sihirli bir tane formül var o da reform."

Başbakan Yardımcısı Şimşek'e, yaklaşık 2 saat süren sunumunun ardından plaket ve adının yazılı olduğu Çaykur Rizespor forması hediye edildi.

(Bitti)

Sıradaki Haber